
Siz blogcu arkadaşlarımı da unutmayacağım, Allah kabul ederse hepiniz dualarımda yer alacaksınız. sizler de duanızı esirgemeyin, Rabbim hayırlısıyla bir mani çıkarmasında niyetimizi yerine getirebilelim.






1- Güneş, köreltildiği zaman,
2- Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,
3- Dağlar, yürütüldüğü zaman,
4- Gebe develer, kendi başına terk edildiği zaman,
5- Vahşi-hayvanlar, toplandığı zaman,
6- Denizler, tutuşturulduğu zaman,
7- Nefisler, birleştiği zaman,
8- Ve 'diri diri toprağa gömülen kızcağıza' sorulduğu zaman:
9- "Hangi suçtan dolayı öldürüldü?"
10- Sahifeler (amel defterleri) açıldığı zaman,
11- Gök, sıyrılıp-yüzüldüğü zaman
12- Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman,
13- Cennet de yakınlaştırıldığı zaman,
14- (Artık her) Nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir.
15- Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,
16- Bir akış içinde yerini alanlara;
17- Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye andolsun,
18- Ve nefes almaya başladığı zaman, sabaha;
19- Şüphesiz o (Kur'an), üstün onur sahibi bir elçinin gerçekten (Allah'tan getirdiği) sözüdür;
20- (Bu elçi,) Bir güç sahibidir, arşın sahibi Katında şereflidir.
21- Ona itaat edilir, sonra güvenilirdir.
22- Sizin sahibiniz bir deli değildir.
23- Andolsun o (peygamber), onu apaçık bir ufukta görmüştür.
24- O, gayb (haberlerin)e karşı (söylediklerinden dolayı) suçlanamaz (ya da cimrilikte bulunup kıskançlık yapmaz.)
25- O (Kur'an) da kovulmuş şeytanın sözü değildir.
26- Şu halde, siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz?
27- O (Kur'an), alemler için yalnızca bir zikirdir;
28- Sizden dosdoğru bir yön (istikamet) tutturmak dileyenler için.
29- Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
çocukluğumdan beri dikkatimi çeker hep; neden lunaparktaki görevlilerin yüzü hiç gülmez? herkes eğlenip gülerken onlar hep somurtuyorlar, hatta bazıları var ki; sanki insanların eğlenmesinden gıcık oluyor gibi:) küçüklüğümde bilet toplamaya gelenlere bileti hep korkarak verirdim, ve bu gün herşey yine aynı, arabistanda da aynı...
İnsanı yanlışa yönlendiren sebeplerden biri belki de en etkilisi "Sıkıntı" dır.
evimin etrafını talan eden bu minik timsahçıklar canımı sıkmaya başladılar, evin içindeyken her ne kadar görmesem de bahçedeyken vıcır vıcır duvarlarda başımın tepesinde nasıl gezdiklerini görüyorum.çok kötü :( insanı bütün zerrelerine kadar huylandırıyorlar.benim onları gördüğümü farkettikleri zaman hemen donuyorlar sanki, hiç kıpırdamadan kalıyorlar öylece, bir gün inatlaştım bekledim birisinin başında, o mu pes edecek ben mi diye.daha fazla beklemek istemedim eve girdim anında geri çıktım kapıya, ki bakayım hala ordamı diye ama yerinde yeller esiyordu mübareğin.üç kağıtçılar da yani:) yuvaları da evin çatısı oluyor, açıp baksam kim bilir ne kadar kalabalıklardır..
ışsam eve döndüğümde kapıyı açmamı bekliyor oluyorlar, kışşş, mış desem de kaçmıyorlar, mecbur kapıyı açıyorum, hızlıca eve gireyim derken kafamı bir kaldırıyorum ki sürüsüyle kelebek... :( savaş başladı yine..elektrik süpürgesiyle çekiyorum hepsini acıyarak, eğer yerde tek tük kalmışsa kızım sağolsun, " anneee, ıyyyyy, haav"diyerek alıyor ve direk çöpe atıyor:) alıştık onlarla yaşamaya aslında...zaten başka şansım da yok:)
O'ndan olan herşey güzeldir..


işte kainata yayılan nurun ilk çıktığı ev,
işte rabbimin habibinin ilk nefes aldığı ev,
işte aminenin alnındaki nurun alemlere saçıldığı ev,
işte gönüllerin sultanı, kalblerin sevgilisi,
fakirlerin umudu, yoksulların babası,
insanlığın rehberi, doğruluğun adresi,
hakiki aşka giden yol, göklerin ve yerlerin Peygamberi, Muhammed'in doğduğu ev..mübarek ev..
ah efendim, sensiz buralar çok karanlık, ancak senin ışığınla önümü görebiliyorum,
gül efendim sensiz buralar çok yanlız, sadece senin hayalinle yaşıyorum,
can efendim sensin buraların canı, kanı, sensin başımın tacı, gönlümün sultanı,
canım efendim seni canımdan çok seviyorum..
ah efendim.. gül efendim..can efendim.......
duy beni, gör beni, mahşer günü tanı beni..
Dün bir tanıdığımızın iftar davetine icabe etmiştik, daha doğrusu ben yeni tanışacaktım..size biraz buraların davetlerinden bahsedeyim.
Henüz bir insancıkken gözünü açtığın ilk yer,ilk ev...gözlerine bakan ilk gözler..ellerini tutan ilk eller,şefkate en çok ihtiyacın olduğu bu günlerde iki tane melek hep yanında,bekliyorlar..uyurken en son gördüğün tebessüm dolu gözler uyandığında ilk gördüğün gözler oluyor..öğrendiğin ilk kelimeler de bu meleklerin isimleri oluyor....anne..baba..Biraz büyüyünce, herşeyi onlarla öğreniyorsun.henüz herşeyi ilk defa görürken onlar yine yanında.her düştüğünde uzanan eller, yine ellerini ilk tutan eller...bakışırken gözlerinden akan sevgiyi şefkati kalbinde hissetmek...her türlü sıkıntı da aslında sıkılmamak, seni bir meleğin mutlak surette kurtaracağına inanmak...hasta olunca iki melekle beraber uyumak...akşam eve gelirken kırmızı kaplı çikolata istemek...ve daha bi sürü şey...
Babaların hep kızdığı müsade etmediği bir şeyler vardır mutlaka, ama ne tatlıdır bunları babadan saklayarak gizlice yapmak, eğer kazayla yakalanırsanız yine annedir arayı yapan...
Akşam olunca melekler tuttururlar yatın diye,bahaneleri de hep aynı olur,yarın ki okul:)
Sırf uyumamak için acıkır birden karnınız, melek işte acıktım deyince dayanabilir mi?
yolda giderken önünüze aniden keçi koyun değil develer çıkıyor...trafik işaretleri de bu yönde.dikkat deve çıkabilir!
Yollarda "leileheillallah, subhanallah, elhemdulillah..v.s."yazıyor,bu sayede bir yere giderken sürekli zikrediyorum.
Buda sadece bir mobilya mağazası:)ilk gördüğümden beri çok ilgimi çekmiştir,sanki saray gibi dizayn etmişler,araplar gösterişe çook düşkünler.
Bu uçak ve bisikletin bir manası yok,ciddede önemli kavşaklarda bu tarz simgeler var.amaç istenilen yeri kolay bulmak,haritada da yine aynı sistem..
Gelelim burdaki harabeye:)arapların heralde gösterişte ihmal ettikleri tek yer benzin istasyonlarıdır,hepsi böyle,ben daha bakımlısını henüz görmedim,sadece bir tane gördüm o da inşaat halinde,benzin ucuz olduğundan olsa gerek,burda bir depoyu ortalama 25 riyale yani 10 milyona doldurabilirsiniz,bana ilk günler çok komik gelmişti.velhasılı kelam istasyonlarıda işte böyle,yani Türkiyedeki gibi reklam yapmıyorlar..
kum tepeleri, çölde başka ne olabilir ki zaten:)
Onbir ayın sultanı, sofralarımızın bereketi, yoksulların umudu ramazan geldi çattı yine...tuhaf bir heyecan ve mutluluk sardı kalblerimizi, davul sesleri eşliğinde sahurlar, kalabalık iftar sofraları, ardından bir telaş sarar sokakları, teravih için dolar camiler...ne güzeldir ramazan.