28 Temmuz 2006

Herkese Merhaba...


Biz, Beyt'i (Kabe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık.Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın).İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rüku ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik.Bakara,ayet,125

şüphesiz, alemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet), mekke'deki (Kabe)dir. Al-i İmran,ayet,96

Daha önceden medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir Haşr suresi,ayet,9



Bu mübarek üç aylarda o mübarek topraklara gitmeme çok az kaldı, bir kaç gün sonra Allah'ın izniyle Mekke-i Mükerreme'deyim, daha sonrada Medine-i Münevvere'deyim inşaallah. Bu güne kadar hayalini kurduğum vusalata çok az kaldı, Sevgilinin Diyarına Vuslata az kaldı..inşaallah oralara gittikten sonra kendime gelir gelmez sizlere gördüklerimi anlatacağım..Rabbim bütün gitmek isteyenlere nasip etsin, hepinizi beklerim..Sağlıcakla kalın.

18 Temmuz 2006

Bir tanıdığımız gencecik oğlunu iki gün önce bir trafik kazasında kaybetti,bu acıyı sizinle paylaşmak istedim..

Allah'ın bir anneye ihsan ettiği,

iki hediyesinden bir tanesi,

Gözbebeği, evladı, bi'tanesi,

Canı, cananı, nurtanesi.

ölüm bu, ansızın bulur insanı,

Ve ansızın alır Azrail canı,

Neylesin fani gayrı başkasını,

Nihayetinde görmüşken Yaradanını

Rabbim verdi meleğine büyük emri,

Emri yerine getirmek içindi inişi,

Yolculukta buldu bu genç bedeni

üzülmüş olmalı ki,incitmedi tazeyi.

Ve yanık bir çığlık geldi Urfa'dan

Yavrum, oğlum nereye gittin beni almadan

Neylesin gayrı dünyayı bu garip anan

Yerler, gökler sensiz bana zindan

Tez yayıldı kara haber etrafa,

Her duyan sarıldı Kur-an'a

Fatihalar,hatimler okudular ruhuna,

Bir fatiha da siz okuyun merhuma..........

13 Temmuz 2006

polisi çağırmayın,önce biz dövelim..

Yıllardır oturduğumuz samimi ve sıcak insanlarıyla ün salan mahallemize son senelerde bir hırsız musibeti dadanmıtı,hatta bir değil üç hırsız..Her gece sanki bizlerden biri gibi uğrar oldular evlerimize, sıradan hepimize hayırlı geceler der giderlerdi.Hırsız korkususundan artık millet gece uyumaz olmuştu,her gece birisi bağırıyordu,"Hırsız vaaaaaar, kaçıyooor, yine gördümm.."diye ama nafile, iki saniyada toz olmayı başarıyorlardı..Ta ki düne kadar.

Gece bir bu?çuk sularında gençler var güçleriyle bağırıyorlar "Mahallemizdeki hırsız yakalandıııı,geliin,koşuun,hırsızı yakaladık"

Bu arada sevgili arkadaşm Ebrulide beni ziyarete gelmişti,apar topar bahçeye çıktık,eline sopa alan gelmiş,bulamayanda kemerle... çocuğu linç ediyorlardı,bayanlarda birden bire hırsızın avukatı oldular sanki, "vurmayın ,vurmayın be,yazıktır"diyorlar ama adam "Beş milyarımı aldı hıyar"diyerek devam ediyor,diğeride"Polisi çağırmayın sakın,önce biz dövelim"diyor,

Hırsızda sağır ve dilsizmiş,artık numaramıdır, gerçekmidir bilemem.Ebruliyle ben heyecanla uzaktan uzaktan olanlara izlerken, komsunun gelini özlem heyecanla ve büyük bir gururla bize doğru koşarak geliyordu."Hırsızı Fatih yakaladıFatih yakaladı"diye:) (Fatih eşi oluyor) .Sağ olsun yakalamış,mükafat olarakda mahalleli arada iki sopada ona atmışlar yanlışlıkla.

Sonunda polis geldi,çocuğu aldı yüz metre ileriye ekip arabasıyla götürdü,beş dakika sonrada hırsız olduğunu itiraf ettirerek getirdiler,hemde en azılısıymış ama iki arkadaşı kaçmayı başardı.mahalleliyi bu seferde korku sardı,ya diğer iki arkadaşı intikam için daha teşkilatlı gelirlerse diye..Asıl komedi şimdi..Saat üç gibi polis tekrar komşunun kapısını çaldı ve"ş?ikayetçi olun,yoksa bırakmak zorundayım" dedi,ama bizim beş milyarını kaptıran güzide ve avukat komşumuz "Sabah işe gideceğim,şimdi karakollarda dolanamam"diyerek kapıyı kapatmış...Neticede intikam için iki kişi değil yine üç kişi olarak gelirler heralde...

10 Temmuz 2006

............

Vazgeçebilmek, acı mıdır?, huzur mudur?
Vazgeçebilmek, kolay mıdır?, zor mudur?
Vazgeçebilmek, gözden çıkarmak mıdır?, görmemezlikten gelmek midir?
Vazgeçebilmek, silmek midir?, sayfayı çevirmek midir?

Vazgeçilmeli midir?, vazgeçilmemeli midir???

4 Temmuz 2006

Bir sabah giderken iş başına

Bir kaza geldi garip başıma

Doymadım daha bu genç yaşıma

Ahbablarım sizlere elveda olsun.................

Ruhuna Fatiha

seyin Özcan

D.1943 Ö.1977