27 Ekim 2010

katil oldum

bugün 4 buçuk yıllık arabistan hayatımda ilk kez bir kertenkele öldürdüm efendim.
çünkü bunu yapacak benden başka kimse yoktu evde. kapıyı kapatıp akşamı beklemek de saçma olurdu, zira kapalı pencereden girmişti.

olayın gelişimi ise şöyle;

ben perdeyi açarken bir de ne göreyim yusyuvarlak gözleriyle bir hayvancık bana bakıyor.
kertenkele dedim ama aklınıza gelenler gibi değil, minnacık bişey...bildiğimiz kahverengilerden olaydı evi terkederdim heralde. zira onlar kolayına ölmüyorda. evimizdeki bir başka katilden biliyorum. zorlanmıştı zamanında ...

her neyse, önce aklıma, geçen seneden evin çeşitli yerlerine yerleştirdiğim böcek ilaçları geldi. en yakınımdakini aldım hemen, ben sıktıkça bu kaçıyordu, neredeyse ben bayılıcaktım ki ilacın etki etmeyeceğine kanaat getirdim.

ayakkıbılığa doğru gittim ve oğlumun ayakkabısını alarak başladım hayvana vurmaya, sersemlemişti zaten biraz, bu yüzden kolay oldu.

önce kuyruğunu bıraktı, safım benim, kanar mıyım ben buna, ben de bıraktım kuyruğunu orda, hiç ilgilenmedim, düştüm hayvanın peşine...

sonunda daha fazla direnemedi, allah rahmet eylesin.

yanlız o bakışları gitmiyor gözümün önünden, küçük bir bebek gibi bakıyordu bana. sanki bırak beni der gibi, hayır sinek falan değil ki camı açayım da doğal yaşamına gitsin.

bir de ayakları çok güzeldi ya...ince ince ne güzel yaratılmış, subhanaallah büyük sanat gerçekten de.

allah onunda benim de günahlarımı affetsin, ne diyeyim... tekrarını da yaşatmasın.

23 Ekim 2010

okulumdan ilk izlenimlerim

ilk heyecanlar başlıyor teker teker.
ilk quiz heyecanı, ilk exam heyecanı, öğretmenle ilk konuşmanın heyecanı...tabi konuşabiliyorsan.

hocamız amerikalı. ilk kez bu okul vasıtasıyla arabistanda yaşayan bir amerikan görebildim. zira hepsi çalışma saatleri haricinde adeta kale gibi dizayn edilmiş copmoundlarına giriveriyorlar hemen. burada pek hoş muamele görmediklerinden midir, yoksa korktukları başka bir şey mi var bilemem.

hocamız amerikalı olunca haliyle ana dili de ingilizce oluyor tabi. onunla karşılaşana kadar kendimi ingilizce biliyor sanıyordum. yani bu günlerde kötü hissediyorum.

ayrıca da onu anlamaya çalışırken çok yoruluyorum. eve döndüğümde sanki taş taşımış gibi hissediyorum... maalesef...

fakat evde beni bekleyen her şey çabuk kendime gelmemi sağlıyor sağolsunlar.

akşam çocuklar uyuduktan sonra uykumdan ölmüş olsam bile bir kaç saat oturmayı tercih ederdim hep. artık bu lüksümde kalmadı sanırım. bir kaç saat oturmayı tercih edesim gelmiyor hiç. etsem bile bunu oturmak için değil, homeworkler için yapıyorum.

şikayet ettiğime bakmayın, aslında çok istediğim bir şeye kavuştum ve de dil öğrenmek şahanee bir şey...

siz bu yazımı yorumlayın bol bol, bir sonraki yazımda da deli desem deli değil, manyak desem manyak değil en iyisi bir tuhaf diyeyim, evet tuhaf hocamızdan bahsedeceğim size...

16 Ekim 2010

şimdi okullu oldum

daha dün bebeğimiiiiii, ayağımda sallarkeeeen...
böcekli evimizdeeee, cici bebe yedirirkeeen...
şimdi okullu oldum.
sınıfları doldurdum.
sevinçliyim hem nasııııl,
yaşasın okuluuuum!!
azmimin neticesinde Allah bana bu günleri de gösterdi şükürler olsun.
ülkemin olgunlaşmamış şartlarından ötürü bana sağlayamadığı imkanları burada yakaladım.
ve de üniversiteye adım atttım sonunda.
keltoş süloyu dinledim, arabistana gelip okuluma girdim.
hemi de peçeli peçeli...
70 milyon türk halkının önünde olmasada üç beş kişilik blog arkdaşlarımın huzurunda bugünlere bıkmadan usanmadan gelebilmemdeki en büyük destekçim eşime şükranlarımı iletiyorum. zaman zaman beni bıktırmaya ve de usandırmaya çalışsada desteğini inkar edecek değilim elbette.

bundan sonrası için de ciddi desteklerinin devamını bekliyorum.
mesela çocuklara bir de bakıcı bulsan tam süper olur babası.
bu arada üniversitenin kapısı başka bir dünyaya açılıyormuş hakketen de...
bundan sonra benden bu konuda da merak ettiklerinizi okuyabilirsiniz.

şimdilik çavvv...
gençlik böle konuşuyormuş:)