1 Ağustos 2006

Vasiyetname

Elli yaşlarında, torun torba sahibi, neşeli, yaşamayı seven ama ölümü de dilinden hiç düşürmeyen ve eşyası son zamanlarda (nedendir bilinmez) kıymetlenen bir hanım teyze..

Bu teyzenin pek işi gücü yoktur, bütün kış boyunca konuda komşuda gördüğü bütün lif modellerini hiç bıkmadan oturdu işledi, hala da işliyor. çok azimli maşaallah..

Neyse, işliyor işlemesine de, bitirdiği lifleri ne yapıyor dersiniz, asıl tuhaflık burda.Bütün lifleri bohçalıyor ve düşmanlarından yer yer saklıyor, düşman dediğime bakmayın, öz ama evli kızlarından bahsediyorum. Teyzem iyice silmiş olmalı ki kızlarını, liflerinden bir tane bile vermiyor. Lifleri çok kıymetlidir. Düşmanlardan biri sadece bir lif almak için annesine adeta gözyaşları içinde yalvarırken,annesi büyük bir istikrarla acımasızca kızıyla çatışıyor, ve netice de beyaz bayrağı çeken yine düşman taraf..

Lif muhabbeti nerden geliyor bilemem ama nerelere kadar gittiğini söyleyeyim. meşhur,kıymetli, paha biçilemez liflerin emekçisi, yegane koruyucusu bu sevimli teyzeyi komik bir telaş sardı, Hakkın rahmetine kavuştuktan sonra ( Allah gecinden versin) liflerinin kimlerin eline kalacağından çok endişeli,düşündü, taşındı ve;

"Ben ölünce mabalım boynunuza liflerin onbeşini bir kızımın çeyizine, diğer onbeşini öteki kızıma ve bir onbeşini de oğlumun çeyizine koyacaksınız" diye büyük kızlarına vasiyet etti..Bir de sonunda lutfetti; "Artan olursa alabilirsiniz"