GÖKLERDE OLANLAR VE YERDE OLANLAR, GÜNEŞ, AY, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, HAYVANLAR VE İNSANLARIN BİRÇOĞU ALLAH'A SECDE EDİYOR...
Her şey, ama her şey, canlı-cansız, büyük-küçük her şey sana eğiliyor. Hürmetle eğiliyor, yerlere kapanıyor.
Nereye baksam, hangi tarafa yönelsem böyle; bütün varlıklar senin hükmüne boyun eğmiş, rükû ediyor.
Adeta her şey dile gelmiş haykırıyor: “Gel sen de bize katıl! Eğil, senin ve bütün varlıkların sahibine! Yoktan var edene eğil. Eğil ki, O senin başını eğdirmesin, seni kimseye zelil etmesin...”
Ne muhteşem bir nizam kurmuşsun Rabbim! Her zerreye damganı vurmuşsun. Görmek isteyenlere görünen, duymak isteyenlere haykıran damgalar ve işaretler... Görmek istemeyenlere silinen, duymak istemeyenlere dilsiz kesilen izler...
Ey Sevgili! En Sevgili! Hey Rabbim! Ufkumu aç göreyim, gönlümü aç anlayayım, perdeleri kaldır, duyayım, mevcudatın söylediğini, varlıkların hallerini. Çünkü onları şekillendiren sensin; onları söyleten de sen! ..
Denizlerden yükselttiğin bulutları seyrettim. Heybetle doğrulan bir pehlivan gibi göğe yükseliyorlar. Yükseldikçe gürleşiyor, gürleştikçe sıra dağları andırıyorlar. Göklerde özgürce dolaşacaklarını sandım. Ama hayır! Anladım, yolları çizilmişti. Mağrur başlarını itaatle eğdiler, her biri yollarında yürüdüler.
İşte senin azametin karşısında damla damla yere kapanıyorlar. Sonra bir araya gelip, derelere, ırmaklara dönüşüyorlar. Aşkınla divane bir meczub gibi başlarını taşlara vura vura çırpınıyorlar. Tekrar bulut olup yükselmek için, tekrar senin huzurunda eğilmek için...
Ve o damlalar: Ölü topraklara can oluyorlar, can katıyorlar. O canla dirilen her şey delidolu bir delikanlı gibi gelişip serpiliyor. Sonra... sonra olgunlaşıyor, başlarını büküyorlar.
İşte ekinler, başaklar, ağaçlar, dağlar, taşlar.... Her şey seni biliyor, yüce huzurunda boyun eğiyor.
İşte yıldızlar, gezegenler... Hepsi senin nuruna pervane. Dönüyor, dönüyor, itaatle sana rukû ediyor, seni tesbih ediyorlar.
Kim demiş sadece insanoğlu rükû eder, baş eğer diye! İşte zerreler, kürreler, insanlar, melekler, dağlar, taşlar... Bütün varlıklar rukû ediyor. Bir an durmaksızın rükû ediyor, senin yüceliğin karşısında eğiliyor.
Ey Sevgili! En Sevgili! Hey Rabbim! Bütün kainat senin huzurunda eğilirken, bu ahenge benim de bilerek, isteyerek katılmamı istedin.
“Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin ve rukû edenlerle birlikte siz de rukû edin! ” (Bakara, 43) buyurdun.
“Ey iman edenler! Rukû edin, secdeye kapanın. Rabbinize ibadet edin. Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hacc, 77) dedin.
Rukû edenlerle birlikte, huzuruna rukû ederek girmemi nasip eyle!
Sübhane Rabbiye’l-Azîm
Sübhane Rabbiye’l-Azîm
Sübhane Rabbiye’l-Azîm...
Seccadeniz sevgiliyle buluşmanız olsun.. göz yaşlarınız sevgiliye hediyeniz olsun.. yüreğiniz sevgiliyle konuşan diliniz olsun.. sevgilinin size nasıl tecelli ettiğini işte o zaman anlayacaksınız..
Ey iman edenler! Rukû edin, secdeye kapanın. Rabbinize ibadet edin. Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hacc, 77) ................................... Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor... .............................. Dularımızın kabul olması duasıyla; Dua eder mustecab dualarınızı bekleriz...
4 yorum:
GÖKLERDE OLANLAR VE YERDE OLANLAR, GÜNEŞ, AY, YILDIZLAR, DAĞLAR, AĞAÇLAR, HAYVANLAR VE İNSANLARIN BİRÇOĞU ALLAH'A SECDE EDİYOR...
Her şey, ama her şey, canlı-cansız, büyük-küçük her şey sana eğiliyor. Hürmetle eğiliyor, yerlere kapanıyor.
Nereye baksam, hangi tarafa yönelsem böyle; bütün varlıklar senin hükmüne boyun eğmiş, rükû ediyor.
Adeta her şey dile gelmiş haykırıyor: “Gel sen de bize katıl! Eğil, senin ve bütün varlıkların sahibine! Yoktan var edene eğil. Eğil ki, O senin başını eğdirmesin, seni kimseye zelil etmesin...”
Ne muhteşem bir nizam kurmuşsun Rabbim! Her zerreye damganı vurmuşsun. Görmek isteyenlere görünen, duymak isteyenlere haykıran damgalar ve işaretler... Görmek istemeyenlere silinen, duymak istemeyenlere dilsiz kesilen izler...
Ey Sevgili! En Sevgili! Hey Rabbim! Ufkumu aç göreyim, gönlümü aç anlayayım, perdeleri kaldır, duyayım, mevcudatın söylediğini, varlıkların hallerini. Çünkü onları şekillendiren sensin; onları söyleten de sen! ..
Denizlerden yükselttiğin bulutları seyrettim. Heybetle doğrulan bir pehlivan gibi göğe yükseliyorlar. Yükseldikçe gürleşiyor, gürleştikçe sıra dağları andırıyorlar. Göklerde özgürce dolaşacaklarını sandım. Ama hayır! Anladım, yolları çizilmişti. Mağrur başlarını itaatle eğdiler, her biri yollarında yürüdüler.
İşte senin azametin karşısında damla damla yere kapanıyorlar. Sonra bir araya gelip, derelere, ırmaklara dönüşüyorlar. Aşkınla divane bir meczub gibi başlarını taşlara vura vura çırpınıyorlar. Tekrar bulut olup yükselmek için, tekrar senin huzurunda eğilmek için...
Ve o damlalar: Ölü topraklara can oluyorlar, can katıyorlar. O canla dirilen her şey delidolu bir delikanlı gibi gelişip serpiliyor. Sonra... sonra olgunlaşıyor, başlarını büküyorlar.
İşte ekinler, başaklar, ağaçlar, dağlar, taşlar.... Her şey seni biliyor, yüce huzurunda boyun eğiyor.
İşte yıldızlar, gezegenler... Hepsi senin nuruna pervane. Dönüyor, dönüyor, itaatle sana rukû ediyor, seni tesbih ediyorlar.
Kim demiş sadece insanoğlu rükû eder, baş eğer diye! İşte zerreler, kürreler, insanlar, melekler, dağlar, taşlar... Bütün varlıklar rukû ediyor. Bir an durmaksızın rükû ediyor, senin yüceliğin karşısında eğiliyor.
Ey Sevgili! En Sevgili! Hey Rabbim! Bütün kainat senin huzurunda eğilirken, bu ahenge benim de bilerek, isteyerek katılmamı istedin.
“Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin ve rukû edenlerle birlikte siz de rukû edin! ” (Bakara, 43) buyurdun.
“Ey iman edenler! Rukû edin, secdeye kapanın. Rabbinize ibadet edin. Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hacc, 77) dedin.
Buyruğun başım üstüne Rabbim...
İşitiyor, itaat ediyor, huzurunda eğiliyorum Rabbim!
Beni başkalarına eğdirme!
Sana rukû etmenin hazzını bana tattır!
Rukû edenlerle birlikte, huzuruna rukû ederek girmemi nasip eyle!
Sübhane Rabbiye’l-Azîm
Sübhane Rabbiye’l-Azîm
Sübhane Rabbiye’l-Azîm...
Seccadeniz sevgiliyle buluşmanız olsun..
göz yaşlarınız sevgiliye hediyeniz olsun..
yüreğiniz sevgiliyle konuşan diliniz olsun..
sevgilinin size nasıl tecelli ettiğini
işte o zaman anlayacaksınız..
Ey iman edenler! Rukû edin, secdeye kapanın. Rabbinize ibadet edin. Hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hacc, 77)
...................................
Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor...
..............................
Dularımızın kabul olması duasıyla;
Dua eder mustecab dualarınızı bekleriz...
Ho Ho Hoşgeldin Mehmet abi :)
Dualarınıza Amiiiinn...
Hoo Hoo Hoooşbulduk
Muhterem Adsız...
Allah razı olsun...
Yorum Gönder