Bir gün öğle saatlerinde pencerenin önünde kızıma yemeğini yediriyordum ki, feci bir fren sesi ile irkildik ikimiz de. Ani bir refleks ile camdan dışarı baktığımda pakistanlı bir adamın polis arabası ile önünün kesildiğini gördüm. Şaşkınlıkla neler olduğunu anlamaya çalışırken polis, belindeki silahını çıkarıp adamın kafasına dayadı. Bu arada eli ayağı da boş durmuyordu polis beyin. Pakistanlı adamı dövüyordu bir yandan da. Dayak yiyen ve kafasındaki silahın altında son anlarını yaşadığını düşünen zavallı adam bu korku ve çaresizlik içinde polise karşı direnemeyerek sadece "ene müslim, ene müslim" diye bağırıyordu. İlk bakışta bir iftira olayı izlenimini veren bu olayda enteresan bir de ayrıntı dikkatimi çekti. Bütün bunlar olurken gayet temiz giyimli ve efendi duruşlu bir suudi adam da pakistanlının yanındaydı ilk önce. Polis devreye girdikten sonra suudi adam olayı bir kaç adım geriden aynı efendilikle izledi sadece.
Netice mi? Netice; zanlı, polis arabasına patates çuvalı misali atıldıktan sonra meçhul istikbaline doğru ilerliyordu kaygılı bakışlarla...