Teheccüdde okuduğun cevşeni, sabah namazında da tesbihatını dinlemek için oturduğum kuru merdivenleri özlüyorum. Zaten geceler boyunca vird sesin dinmezdi, ne zaman uyurdun kimse bilmezdi.
Dışarıya çıkacağın vakit, merdivenin direklerine vururdun akik yüzüğünle, o yüzüğün sesiyle kaçışırdık her tarafa ama ben kaçmazdım. Sana kapıyı açan, ayakkabılarını çiftleyen ben olabilmek için kaçmazdım. Senden dua isteyebilmek için hiç bir fırsatı kaçırmazdım. Kalp hastasıydın, doktor her basamakda iki dakika dinlenmesi lazım dese de, sırf bizi rahatsız etmemek için var gücünle çıkardın merdivenleri, bu gücünü de çıkarken ki zikrinden alırdın belki de... Hiç susmazdı ki dilin, sürekli zikrederdin merdivenleri bile çıkarken.
Telefonlarına çıkmayı hem ister hem istemezdik, belli olmazdı, bazan sorular sorardın bize, cevaplayamazsak da çok mahçup olurduk elbette ama öyle şefkatliydin ki, mahçubiyetimizi görmemezlikten gelerek gülümserdin.
İzin almalarımız da vardı, bunlar içinde seni rahatsız ederdik bazan, herkes benim kadar cahil değildi, cesaret edemezlerdi pek, yanına gelip kapıdan utangaç bir ses tonuyla bir şeyler için izin istemeye. Sen de seslenmezdin hiç, biraz da bundan cesaret alırdım belki de. Şimdi düşünüyorum da ben de ayıp etmişim aslında, yaşımın küçüklüğünden gelen çocukluktan olsa gerek. Babam gibi görürdüm, zaten sen de baba şefkatiyle yaklaşırdın hepimize, hayır demeye çekinirdin bizi üzmemek için. Hatırlıyorum da; bir keresinde sırf bu yüzden bir saatten fazla kırmadan ikna etmeye çalışmışdın beni. Ama dedim ya, çocuktum işte. Şu anki aklım olsa hiç yorarmıydım seni. Şimdi nasıl mahçubum anlatamam.
Herşeyimizi düşünürdün. En ince ayrıntısına kadar.Üşümemiz seni de üşütür, terlememiz seni de terletir, yorulmamız seni de yorardı. Bütün bir ömrünü adamışdın bu yola.Hizmet adamıydın, dağ gibiydin.
Vefat ettiğin gün o acı haberle onbinlerce insan kan ağladı senin için. Bu son ve kutlu yolculuğunda yanında olabilmek için insan seli aktı yanına doğru. Çok büyük bir acıydı bu bizim için.Kaybımız çok büyükdü, hepimizin abisi, babası veda etmişdi bizlere. Dostuna doğru yola çıkmışdı. Kim almaya gelmişti seni acaba, en çok da bunu merak ediyorum. Belki de Efendimiz elinden tutmuşdur Hakk'a doğru götürmek için seni. Allahım, ne büyük bir saadet. O gün hiç birşeyi istemediğim kadar istemişdim yanında olmayı. Çok imrenmişdim sana. Sanki ölsem ben de seninle gelirmişim gibi geliyordu . Sanki beni bırakmazmışsın gibi geliyordu. Allahım dedim bizlere de böyle ölmeyi nasip et. Bizlere de sana böylesine nurlu bir yüzle gelebilmeyi nasip et diye çok dua ettim.
Bizlere veda edişinden sonra kıymetini çok daha iyi anladık. Çok üzülüyoruz sen yoksun diye, çok özlüyoruz seni. Ahirette kavuşmak ümidiyle...
Nur içinde yat...